KUR’AN AYETLERİNİ MIZRAĞA SARIP SAVAŞMAK.!

Yayınlanma Tarihi :
KUR’AN AYETLERİNİ MIZRAĞA SARIP SAVAŞMAK.!

Hasta garantili hastanelerin yapıldığı diyarda, sağlık emperyalist fikre teslim olmuş demektir.
Eğitimin devletin elinden cemaat veya özel sektöre  teslim edildiği diyarlarda, millet ya cemaatlere asker, ya da zekası köreltilmiş bireyler olmuş demektir.
Ünlü bilim ve fikir adamı Oktay Sinanoğlu’nun “bir millet her nesilde yeniden doğar” fikrinden hareketle karşımıza çıkan hakikat, gelecek yüzyılda milletimizin emperyalist akla veya cemaatlere teslimiyetidir…
Devlet eğitim ve sağlıkta acizdir ve bu ahval geleceğimizi perişan edecektir…
Bu sömürü sitemini keşfeden emperyalist aklın Ortadoğu’da kullandığı en güçlü enstrüman ise dindir…
Peki eğitim hayatında din nasıl kullanılır.?
Şöyle.!
2000 li yılların başlarında öğrenci olarak gittiğim Bakü’de sizinle bir anımı paylaşmak istiyorum.
Fetö’nün “Hocaefendi” olduğu yıllardı.
Azerbeycan’da meşhur bir özel üniversitenin yurdundayız.
Ders çalışma salonunda her sıranın altında Kur-an var.
Dışardan bakıldığı zaman gayet masumane din öğrenen insanlar olarak görüyorsunuz, bunda ne var ki.!
Öyle ya, dışardan biri şöyle bir şey söylese:
Meşhur bilindik, sürü, basit, iğrenç ve bir o kadar da asla asıl maksadı anlatmayan bir kelime olan irticai faaliyet dese..
Çünkü o zamanlarda kendini çağdaş zanneden geri zekalılara göre, Kur’an-ı Kerim okumak irticai faaliyetti.!
Kuran aklını ve ahlakını anlamayan her geri zekâlıya göre, mutlaka Kur’an-ı Kerim irticai faaliyettir..
Ama aklını keşfetmiş insanın Kur’an-ı Kerim den öğreneceği şeylerin hesabını yapmak bizim haddimize dahi düşmez.
Bu düzeneği kuran şeytani zeka öyle korkunç bir düzenek kurmuş ki, düzeneği yıksanız dahi elde ettiğiniz kazanım, yine şeytani zekaya hizmet ediyor.
İrtica ile mücadele ettiler ama irticacılar savaşı kazandı ama irticacılar da şeytani zekanın hizmetinde…
Neyse biz konumuza dönelim.
Her sıranın altında Kur’an-ı Kerim ve herkes isterse her saat Kur’an-ı Kerim okuyabilir.
Okudukça sevap alırsın, sevap aldıkça okursun. Bunu böyle yapmakla cennete gittiğine inanırsın.
Böyle inananlar cennete giderler mi, gitmezler mi bilmem.
Zira cennetin sahibi ben değilim.
Ama darbe yaptılar diyorsunuz..
Cennetlik adamlar darbe yapmaz insan öldürmez..
Ancak bildiğim hakikat şu ki:
İstedikleri kadar anlamadıkları dilde Kur’an-ı Kerim okuyan öğrencilere, sabah namazının peşinden anladıkları dil ile Gülen’in kitapları okunurdu.
Anlamadıkları dil ile Kur’an-ı Kerim okuyanlar,  o genç beyinler, o yetenekli çocuklar, beynin en boş olduğu günün aydınlandığı saatlerde anladıkları dil ile Gülen kitaplarını okuduklarında din öğretimi öğrendiklerini zannederlerdi..
Gördünüz mü şimdi din eğitim hayatında özel amaçlar için nasıl kullanılabilir.!
Devlet asla eğitimden ve sağlıktan elini çekmemeli, eğitim ve sağlığa gereken önemi vermelidir ve tüm bu hususları dikkatle incelemeleri ve izlemeli acilen tedbirlerini almalıdır.!
Artık bu millet, Kur’ân ile, din ile, Allah ile aldatılmamalıdır.
Şu hakikat unutulmamalıdır ki savaş meydanında Kur’an ayetlerini mızrağa sarıp müslümanlarla savaşanların torunları hala evrende canlılar yaşıyorlar ve varlar.
Bunları anlamak için şu gerçeği bilmek yeterlidir.
Göz değil, akıl görür…

Doğru yolda olana selam olsun.!

Dipçe: Diyorum ki:

Sağlık, eğitim ve dinin ticareti olmaz.
Olursa da ahlaki olmaz.
 
Yapanlar da, er ya da geç ahlaki değerlerini yitirirler.!
 
Sağlıktan ziyade para denen kirle çalışan doktor, hukuktan ziyade paraya değer veren “hukukçu” evlatlarımızın geleceğini paraya sıkıştıran eğitimci, insan ahlakını tamamlamak üzere gelen din ticarete dönüşürse, o diyarda hukuk iğfal edilir.

Bu düzensizlik ve ahlaksızlığın altında, yaratan rabbi ile terbiye edilmemiş şeytani zeka yatmaktadır…

Basın No: