Cumhuriyet Halk Partisi Ordu Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun yapmış olduğu yazılı basın açıklamasında fındık üreticisinin sorunlarını ele aldı. ‘’Ordu Giresun başta olmak üzere Karadeniz Bölgesi’nin başlıca geçim kaynaklarından biri olan fındık, her yıl yaşadığı belirsizlik sürecini geçtiğimiz yıl da yaşamıştır.’’ diyen Torun sözlerine ‘’Tatmin edici olmasa da TMO’nun ekim ayında devreye girmesiyle fiyatlar üreticinin beklentisine yaklaşmıştır. Ancak TMO Haziran ayında alım yapsaydı, fındığını borçlarından dolayı satmak zorunda kalan üreticilerimiz de değeri ile ürünlerini satmış olacaklardı.” diyerek devam etti.
TMO’NUN VEYA FİSKOBİRLİK’İN ÜRETİCİYE SAHİP ÇIKMASI GEREKMEKTEDİR
‘’Bu süreçte anlıyoruz ki piyasayı regüle etmek için TMO veya Fiskobirlik’in devreye girip üreticiye sahip çıkması gerekmektedir. Aksi takdirde serbest piyasa koşulları üreticiyi hep mağdur etmekte, ekonomik gücü yüksek olan alıcılar borçlu üreticinin elinden fındığı hep ucuza almaktadır.
TMO piyasadan bu yıl 16.5 TL’den 80 bin ton fındık almış, bu fındıkları 22-24 TL’den elinden çıkartmıştır. Görülüyor ki TMO sezonda yaklaşık olarak 490 milyon TL kar etmiştir. Sonuçta burada kazanan hem üretici hem de TMO olmuştur. TMO en azından bu karın bir kısmıyla, fındığını sezon başında düşük fiyattan elinden çıkartmak zorunda kalan üreticilerimize destek olmalıdır.
Fındık için artık kısa vadeli, günü kurtaracak sezonluk planlar yapmaktan vazgeçmeliyiz. Daha önce de belirttiğimiz gibi üreticiden nihai tedarikçiye kadar uzanan zincirde herkesin kazandığı bir ürün haline getirmek zorundayız. Bunun için orta ve uzun vadeli programlamalar yapılmalı, 5 yıllık, 10 yıllık, 20 yıllık planlar katılımcı bir şekilde hazırlanmalıdır. Artık üreticimizin aklından ‘bu yıl benim halim ne olacak?’ sorusunu çıkartmamız, ürününün zarar etmeyeceğinden emin olmasını sağlamamız gerekmektedir.’’ diyen Torun sözlerine şu şekilde devam etti.
‘’Tabi ki bu süreçte üreticiden nihai tedarikçiye kadar her yapının üzerine düşen sorumluluklar vardır. Eğer bu sorumlulukları yerine getirirsek her yıl fındık üzerinde yapılan tartışmalara son verir, karşılıklı güç denemelerini ortadan kaldırır ve fındığı herkesin kazandığı bir ürün haline getirebiliriz. Artık yıllık kazançlarda değil, sürdürülebilir bir planlama ile hareket etmeliyiz.
Bu hususta bizler üreticilerimizin sorunlarını duyurabilmek için mümkün olan her platformu değerlendirip, üreticilerimizin sorunları hakkında yürüyüşler, mitingler, çalıştaylar gerçekleştirdik. Tekrar yineliyoruz ki; Fındık derhal stratejik ürün ilan edilmeli ve bir ‘Fındık Kanun’u hazırlanmalıdır. Yaklaşmakta olan yeni sezon içinse TMO’nun veya Fiskobirlik’in üreticiyi sahipsiz bırakmayarak şimdiden fiyat belirleme çalışmalarına başlamaları ve alım garantilerini vermesi gerekmektedir. Uzun vadeli bir planlama için bu icraatlara tez elden başlamak gerekmektedir.
Fındık üzerinden siyaset yapmaya çalışanların da geçmişte ne söylediklerine ve neler yaptıklarına da dikkatle bakmak gerekmektedir.’’