1890’lı yıllarda girişimciliğiyle öne çıkan Bulancaklı Mustafa Özcan, 1902 yılında Giresun Ticaret Odası’na gelen heyetteki bir Alman ticaret adamıyla tercüman aracılığı ile görüşüyor. Mustafa Özcan bu görüşmeden 5 yıl sonra 1907 Mayıs ayında, Bulancak’ta kurduğu fabrikasında işlediği fındıkları çok zor koşullar altında Giresun limanından Almanya’ya deniz yoluyla göndererek ilk fındık ihracatını gerçekleştiriyor. Fındıkla ilk kez tanışan Almanya sonraki süreçte fındığı çikolata sanayinde yoğun olarak hammadde olarak kullanmaya başlıyor ve dünyada çikolata sanayinin en büyüklerinden biri haline geliyor…
Hadiseyi biraz detaylandırmak gerekirse; Bulancak Talipli/Samugüney köyünden (Samugüney o yıllarda Talipli köyünün bir mahallesiydi), Veyisoğullarından Mustafa Özcan namı diğer Hışır Mustafa, her sabah namazdan önce kalkar işyerine gider işleri ile meşgul olur. Osmanlının ekonomik anlamda buhranlı olduğu dönemler. Bulancak o zamanlar ilçe değil Akköy nahiyesi, küçük bir kasaba işsizliğin, fakirliğin, yoksulluğun olduğu bir dönem. Hışır Mustafa’nın işyeri bugünkü postanenin olduğu yerde. Bulancak’ın fındık pazarının olduğu bölge ve eski camii mevkii ticaret hayatının döndüğü yerler. Bir kahve içmeye gelen dostu ile başlayan sohbeti aklına parlak fikirler getirir. Giresun Limanı’ndan o yıllar az da olsa kabuklu fındık satılırdı. Fındığı işleyerek pek satan yoktur. Hışır Mustafa fındığı işlemek ve ihracatını yapmak ister. Pazar arama gayretindedir ama Rusya, İsviçre azda olsa fındık almaktadırlar. Çikolata İsviçre, İngiltere, Fransa’da (Marsilya) ve Almanya’da üretilmekte, fakat fındıkla birlikte rafine edilmemektedir.
1900 yıllarında fındığın tek üreticisi ve dışsatımcısı Türkiye’dir. İsviçreli Lui Ramber’in 5 Mayıs 1902 tarihli gezi günlüğünde fındıkla ilgili şu cümleler yer almıştır: “Sabah şafakla beraber Giresun’a geldik. İşte bugün fındık diyarındayız. Yamaçlar üzerinde, küçük vadilerin kıvrımlarında, sözün kısası her tarafta düzenli biçimde dikilmiş fındıklıklar görülür” demektedir. Hışır Mustafa bir iş için uğradığı Giresun Ticaret Odası’na gelen heyetlerle tanışır, heyette Almanya’da ticaret yapan bir iş adamı da vardır. Tercüman vasıtasıyla fikirler alır Avrupa ülkeleri hakkında çikolata üretimi hakkında değişik istatistik bilgiler edinir. Bu fikirler ışığında yıllar önce aklına gelen düşünceyi hayata geçirmek üzere atına binerek Bulancak’a gelir. İlk işi kırma fabrikasını kurmaktır. Kırma fabrikasını kuracak ama o zamanlar elektrik yok, sanayi gelişmiş değil. El değirmenlerinde insan gücü ile kırma sistemi üzerine çalışır ve zor şartlarda kırma fabrikasını faaliyete geçirir. Çuvallanması kolay değil, jüt çuval yoktur. Onun içinde el dokuma jüt çuval atölyesi kurmaya kara verir. Meşakkatli bir süreçten sonra onu da kurarak faaliyete geçirir.
Yıl 1907’dir, 5 yıl önce tanıştığı heyetten aldığı bilgiler üzerine Almanya’da bulunan iş adamına mektup yazar. Fındığın cins ve kalitesinden bahseder. Mektuba cevap gelir. Sevinir ama gemi ile Almanya’ya fındık götürmek zordur. Giresun-İstanbul arası maden taşıyan bir kaptan arkadaşından bilgi edinir. Tuna nehri üzerinden ulaşabileceğini söyler. İhracat o yıllar bugünkü gibi Eylül-Ekim aylarında değil, Nisan-Mayıs aylarında yapılırdı. Giresun Limanı’nda filikalarla açıkta bulunan gemiye yüklenirdi. Yolculuk başlamıştır artık. Almanya’ya Karadeniz üzerinden Tuna Nehri havzasından 3500 km’ye yakın deniz hattı. Almanya Kara orman bölgesine uzanan yolculuk. Almanya’nın ilk fındık ile tanışması, ilk Türkiye’den Almanya’ya fındık ihracatı 1907 yılı Mayıs ayıdır.
Hışır Mustafa (Veyisoğlu) zor şartlarda girişimcilik adına imkanların hiç olmadığı dönemde bir zoru başarmış, Almanya’ya ilk fındık ihraç eden kişi olarak tarihe geçmiştir. Bugün Almanların çikolata sanayinde bir numara olmaları, Türkiye’nin fındıkta en büyük alıcısı olmasının arkasında Bulancaklı Hışır Mustafa’yı unutmamak gerekir. Bir Bulancaklı, Giresunlu olarak gurur duyacağımız örnek alacağımız girişimcidir.
Araştırma: Recep HIDIR