BİRLEŞMEYENLER BİR-LEŞ OLUR.!
Bu musibet bile bizi birleştirmeye yetmedi, umarım leş olmayız.!
İlk korona günlerinde partilerimizi unutmuştuk değil mi.?
Tıpkı Amerika gibi ülkemizin ikiye bölündüğünü, bu musibet tescilledi…
Hem de neredeyse Amerika ile isimler bile aynı..
Millet ve Cumhur’un taraftarları:
Artık böyle olacağını söylemiştim demekten utanıyorum…
Emekçi, işçi kardeşim:
Biri diğerini ötelemek veya aşağılamak, küfür ve hakaret etmek için nedenler ararken, sistemin mimarları gemilerini serin sularda ambarları buğdaylarla dolu yüzdürüyorlar..
Bize ise çoğu zaman bir kilo buğday karşılığı, serin sularda milyonlarca kilo buğdayla yüzen gemiyi korumak ve kollamak kalıyor….
Tekrar tekrar söylüyorum, yine söyleyeceğim çünkü, islam şuuru ve felsefesini anlamadan başarıyı yakalamak mümkün değil.
Emek, mücadele, sınıfsal fark, tevhit ve adaletin sembol ismi Hazreti Bilal’e işkence eden, kumlarda sürükleyen, aşağılayan, en ağır hakaretleri eden Ebu Cehil değil, O’na hizmet eden kölelerdi..
Şimdi asgari ücretli kardeşine daha temkinli davranman gerekmez mi.?
Efendiler:
Bilal’i hedef tahtası yapan başkaldırısıdır.
Yıkmak istediği köle düzenidir..
Öyle bir köle düzeni ki, içinde dinden milliyete kadar her şey var…
Ebu Cehil karakteri, ırkçı, dinci ekonomik gücün ezici gücü olan faizci bir karakterdir..
Ebu Cehil, düzenini sürdürmek için her şeyi meşru gören insanlardandı…
O sömürerek semirenlerdendi..
O nedenle gelip Hazreti Muhammed’e kadınlarını dahi teklif ettiler..
Bu hakikati görmeyen aptallar ise, bu mücadeleyi peygamberin evliliklerine sıkıştırdı..
Kendine aydın solcu diyenlerin büyük çoğunluğunun ağzında en bilindik cümledir peygamberin evlilikleri…
Asıl maksadı göremeden magazinci sözde aydınları, sığ ufkunda kendi vicdanına hapsedip diyorum ki:
Dünyada tek din vardır, o din ise adı barış olan, teslimiyeti Allah’a, başkaldırısı sömürüye olan islam dinidir..
İslam sadaka dini değil, sadaka kültürünü önleme dinidir…
Dünyada iki millet vardır biri, tevhit ve adalete iman eden, mazlumun yanında zalimin karşısında olan millettir…
Diğeri ise, bu millete düşman şeytani zekanın temsil gücüdür ve bunlar şimdilik basından paraya, tıptan askeri güce çok şeyi elinde bulunduranlar..
Son yaşadığımız salgında da O’nların imzasının olduğunu net göreceğiz..
Efendiler:
Amerika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, eylül ayını başka bir virüs için dikkat çekiyor..
Aynı adamlar 2012’de bu gün yaşadığımız duruma dikkat çekmişlerdi…
Lütfen fotoğrafa iyi bakın..
Arşiv yanılmaz..
Eğer biz, bırakın insanı evrende bir canlı açlıktan ölürken, “bu iftarda da yeme fazla gaçurduk” diye göbeğimizi kaşıyıp, kirli ağzımızla “Allah şükür” demeye devam edersek, ikinci musibet de kapımızdadır..!
Allah’a şükür edecek ağızda zulme evet diyen kir olamaz…
Emperyalist aklın jandarmasına “stratejik ortak” dersek ikinci musibet kapıdadır…
Putin’e dostum dersek ikinci musibet kapıdadır..
Hemde bu musibet bize bizim ortaklardan gelir..
O Allah der ki:
“EY İNANANLAR! MÜMİNLERİ BIRAKIP DA KÂFİRLERİ DOST EDİNMEYİN!”
(Kur-an)
“E canım öyle de, eh meh mırın kırın” etmeyin..
Eşcinselleri masum gösteren i.neler gibi sağımız solumuz oynamadan, dimdik dostu da düşmanı da Kur-an aklından belirleyin..
Ya da o kitabı ne elinize alın, ne de kazanç kapısı yapın…
Ya Allah ile ahitleşmeyin, ya Allah’a verdiğiniz sözde durun.
Aksi halde bela başımızdan eksik olmaz ve belada sizin dostlarınızdan gelir…
Zira o Allah sizi kimi zaman dostlarınızla hizaya çeker…
Düşünenler için bunda ne büyük ibretler vardır…
Bu musibetler de bizi birleştirmeyecek mi.?
Doğru yolda olana selam olsun…