İstanbul Sözleşmesi 24 Kasım 2011’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde partilerin oybirliğiyle 246 milletvekilinin kabul oyu verdiği, red oyunun bulunmadığı oylama ile kabul edilmiştir.
Bilindiği üzere Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı tarafından “Kadına şiddet artık insan hakkı ihlali. Sözleşme Türkiye’nin öncülüğünde hazırlandı” sözleriyle duyurulan sözleşmenin Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan gerekçesinde sözleşmenin ülkemize herhangi bir yük getirmeyeceği ve ülkemizin uluslararası saygınlığına olumlu katkı sağlayacağı da belirtilmişti.
Merak ediyoruz; kabul edilirken herhangi bir yük getirmeyeceği ifade edilen kadının can güvenliği iktidar için bir yük halini mi almaktadır?
Kabul edilirken haklı olarak ülke saygınlığı vurgusu yapan iktidar bugün kendi öncülüğünde ve İstanbul’da imzalanan sözleşmeden çekilmeyi uluslararası alanda nasıl savunacaklardır?
Geçtiğimiz hafta itibarı ile 65 günde 67 kadın cinayetinin işlendiği, kadınlar gününde bile kadınların şiddete uğradığı, çocukların istismar edildiği günümüzde kadına yönelik şiddeti engelleyecek önlemler almak yerine siyasi saiklerle sözleşmeden ayrılmak kadınların can güvenliğini iç siyasete kurban etmek demektir. Bu karardan acilen dönülmesi gerekmektedir.
Özlem Turan
CHP Bulancak Kadın Kolları Başkanı