DİL.
Türk dili, konuşan insan sayısı bakımından ise dünya dilleri arasında beşinci sırada bulunur.
Bu sıralamadan sömürge dilleri çıkarıldığında Türkçe, çok daha ileri sıralamalara yükselmektedir.
Çünkü, İngilizce veya İspanyolcayı ana dili olarak konuşanların sayısı daha azdır. Farklı bir millete mensup olup İngilizce, İspanyolca veya Fransızcayı kullananlar sayıca fazla olduğu için bu diller, sıralamasında Türkçenin önündedir.
(Kaynak:Doç, Dr, Ertuğrul Yaman)
Dünya üzerinde düşünen bilge, fikir insanlarının farkında olup gıpta ile baktığı güzel dilimiz Türkçeye haddi aşan laf edenler ya cahil ya ajan ya da haindir.
Dil giderse, millet gider, millet giderse emir alan ve düşünmeyen müstemleke olursun.
Hal böyleyken atalarımızın vasiyeti niteliğindeki taşa yazılı Köl Tigin Âbidesi’ nde bitiş cümlesi günümüz Türkçesi ile aynen şöyledir.
Türk beyleri, milleti, bunu işitin!
Türk milletini toplayıp il tutacağını burada vurdum. Yanılıp öleceğini yine burada vurdum.
Her ne kadar sözün varsa ebedi taşa vurdum. Ona bakıp bilin.
Şimdiki Türk milleti beyleri, bu zamanda itaat eden beyler olarak mı yanılacaksınız?
Son cümle ne can yakıcı değil mi?
DİN.
Sevgili Gençler:
Güzel dinimiz İslam’ı size İslam’ın ret ettiği asla kabul etmediği bir sınıf olan (ki ben onlara, “dinden beslenen, kan emiciler derim”) din adamı sınıfından öğrenip, “İslam böyleyse ben asla kabul etmem” deyip, yaratıcıya inanıp dini ret ediyorsunuz.
İnanın sizin yerinizde olsam, ben de aynısını yapardım.
Ama hakikat odur ki,
Din dinin kitabı olan Kur-an’dan ibadet yöntemleri ise öğretmenlerden ve camide görevli imam- hatip arkadaşlardan öğrenilir.!
Kendine apaçık bir kitap diyen Kur-an’ı okumaktan, hatta tartışmaktan, korkmayın.
Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmadığı gibi, aptal dincilerden doğru din öğrenilmez.
Kur-an’ı okuyun eğer “bu kitaptan ancak belli bir zümre hüküm çıkartır” ayeti görürseniz din adamına inanın, eğer göremezseniz,- ki göremeyeceksiniz, Kur-an’ı okumaya devam edin.
Sakın ola ki ezberleyip, içeriği hakkında fikri olmayanlar gibi olmayın.
Okudukça ufkunuz açılacak açıldıkça korkmadan yürümeyi, mevkileri, makamları, adaletsizliği ret etmeyi öğreneceksiniz.
Sizdeki bu değişimi görenler “sana ne oldu böyle” diyecekler ama siz aldırmayıp gülüp geçin.
Okudukça;
Ey Allah’ım fizik, tıp, matematik ne büyük, ilim diyecek Allah’a bir kez daha gönülden secde edeceksiniz.
Ganj nehrinde temizlenen ritüelliklerden farkınız olacak.
Harfi meddi yular gibi boğanıza takanlardan farkınız olacak.!
TV VE ÖZGÜR DÜŞÜNCE.
1990lı yıllardı TRT’de bir dizi izliyorum. Hem de komşunun siyah beyaz televizyonundan.
Öyle TV kolay ulaşılan bir şey değil.
Adı: Kavanozdaki Adam.
Ölmek üzere olan ünlü yazar Semih Şerifoğlu’nun beyni canlı olarak bir kavanoza koyulmuş bir başkasına nakil yapılıyor.
Yazarın beyni çiftçi yani üretici başka bir adamda yaşatılıyor.
Beyin nakliyle insanlığın BEYNİ VE UFKU açılıyor.!
Yıl: 2025
Diziler plazada birbirinin kuyusunu kazan, evlerde birbirine ihanet eden, ekranlarda kılıç kalkan oynayan ölü yıkamak üzerine açılan laikler ve dinciler üzerine tartışma açan insanlarla dolu değil mi?
Evet bu bir şaka olmalı!
Şimdi bu ülke 35 senede ilerledi mi.?
Yoksa beyin olarak dibe mi vurdu!
Doğru yolda olana selam olsun.