HAYVANSEVER TERÖRÜ.
Caddede pitbul denen köpeklerden birisi boğazında tasmasıyla, iki ayaklı hayvan olan sözde sahibini gezdiriyor.
Kendinden emin.
Güçlü ve güçlü olduğunun da farkında.
Sözde sahibi peşinden geliyor ve pitbulun gücünden sözde sahip kendine pay çıkarıyor.
Bu sözde sahibinin çocukluğuna inecek Freud ayarında bir psikoanaliz yapan olsa çocukluk travmasını tedavi edecek ama…
Öyle biri de yok.
Bu köpeğin gücünden fayda sağlayıp hayvansever ayağına ortada gezen tiplerle, taşıma ruhsatlı veya ruhsatsız silahla kendini ifade etmeye çalışan tipler ölümüne yarışırlar.
Hele ki, hızlı silah çekerim ayağıyla video çeken zavallı tipler.
Ruhsatlı silahım var ayağıyla ortada gezen tipler.
Bunlar aynı hastalıklı ruhun ürünleri.
Her ikisi de uykusuz gecelerin getirdiği çocuklar.
Hani derler ya Anadolu’da “Ananı seven yüzüne bakmadı mı” diye.
Bildin değil mi?
Hah işte aynen onlar…
Pitbul almış sözde sahibini caddede gezerken küçük bir kediyi boğazından tuttu ki ne tutma.
Sahibi olacak tek hücreli sadece bakıyor.
Köpek öldürüyor kediyi.
Herkes seferber oldu.
Tekme, tokat, bağırış of of…
Ne fayda köpek kediyi boğazlıyor…
Ne yapsalar fayda yok.
Çocuklar ağlıyor.
Anneler kaçıyor.
Bir mahşer yeri oldu ortalık.
Kimse pitbul denen varlığa söz geçiremedi.
Dediler en son elinde tasma olan tek hücreliye “al götür de başka yerde bari öldürsün.”
Köpeğin ağzında kedi, boğasında tasma, tasmanın ipi insan denen tek hücrelide gidiyorlar.
Alamadılar kediyi.
Soruyorum şimdi?
1- O köpeği dışarı gezmeye çıkaran hasta ruhlu adam hala neden serbest.?
2- O köpeğe neden ihtiyaç var.?
3- O pitbull denen itin ağzında herhangi birimizin çocuğu olma ihtimali size neler hissettirdi.
İciniz acıdıysa baba, annesiniz, başkasının çocuğu da aklınıza geldiyse insanoğlu insansınız.
Şimdi en önemli sorum şu?
Hayvanseverlik ne zamandan beri kedi, köpek görgüsüz züppeler gibi aslan beslemek oldu.
Osmanlı’da sarayda aslan mı beslenirdi?
Sizlere sözümdü.
Eğer mecliste üye olsaydım hayvan severlik için okullarla iş birliği içinde etinden, sütünden, yününden, derisinden, yumurtasından, peynir ürünlerinden, fayda sağladığımız hayvanları çocuklara sevdirmek için barınaklar açacaktım ama…
Aması sonra…!!!
Daha sözüm bitmedi.
Öyle kolay değil ihanet edip popoyu kenara çekmek.
Bu projeyi seçilen değerli başkan ve başkanlar mutlaka hayata alsın.
Hayvan sevgisi yırtıcı hayvanlarla sınırlanacak kadar sığ değildir.
Bir oğlakla oynamayıp, kuzuyla kırda koşmayan “ben hayvanseverim” demesin.
Zira çok uluslu şirketlerin mamasıyla deliren köpekler gibi oluyorlar.
Doğru yolda olana selam olsun.