PARA MAKAM VE DİNCİLİK.!
(Lat, Menat ve Uzza)
Nerede görseniz tanırsınız onları..
Ütülü veya ütüsüz pantolonları asla ayakkabılarıyla uyumlu olmayan gömlekleri ve ağızlarının kenarında kendilerine statü sağlayan Morris marka sigaları ile…
Herkesin malına fiyat verirler..
Herşeyi alacak kadar paraları vardır.
Evren onların üzerine kurulmuştur..
“Çorbacı” derler ama asla çorbacı olamazlar.
Zira çorbacı, sabahları çorbacıda akşamdan kalma ne kadar garip varsa çorba paralarını sabah en erken açan lokantaya veren adamdır.
Ve çoğu lokantalar:
O güzel adamlara olan saygıdan “çorbacı” adını almıştır.
O çorbacılardan söz etmiyorum..
Bunlar sabahları evladının yediği zeytini bile sayanlar ki “bizim evde şu kadar zeytin yenilir” diye hava bile atarlar.
Bilmezler ki garibin evinde yenilen hesap edilmez.
Çocuğunun yediği zeytini bile hesap eden garibe çorba mı söyler.?
Eğer size bir çay ikram etmişlerse, sizden bin çay kazanç sağlamışlardır.
Kimler mi bunlar.?
Bunlar para hamallarıdır..
Para ile her şeyi yapabileceklerini düşünen, zavallı böceklerdir..
İşte bu tiplerin az-çok mürekkep yalamışları ise, bir resmî dairede, amir, memur hatta çaycı bile olsalar onların rüzgarından hasta olursunuz..
Kur-an onlara:
“Yeryüzünde kibirle yürümeyin” dese de idrak etmezler.
Parayı tutamak yapıp, para ile hayata tutunan deyyuslardan tek farkı, daha az paralı olup makamlarını tutamak yapmalarıdır…
Bir dostum demişti ki:
“Dostum bunların elinden makamlarını al, sudan çıkmış balığa dönerler ve dımdızlak ortada kalırlar..”
Ne kadar haklı değil mi.?
Gelelim asıl mevzuya!
Para ile var olandan, makam ile var olandan daha tehlikeli olan insan tipini size haber vereyim mi.?
Onlarda uydurulmuş din ile var olan dincilerdir…
İndirilmiş dine savaş açarlar…
Onlar ki kimi zaman kitabı tutamak yapan ki Kur-an Onlara “kitap ehli” der..
Onlar ki günümüzde sünneti tutamak yaptılar, biz Onlara “sünnetçiler” diyoruz…
Her pisliklerine kılıf bulup sünnete uydurma gayretindedirler.
Kur-an’ı asla muhatap almazlar..
Kur-an’ı anlaşılmayan dil ile ağızlarını eğerek okur, uydurdukları hadislerle insanlığı dizayn etmeye çalışırlar..
Ölünüze okur sizi soyarlar, dirinize okur sizi soyarlar…
Her türlü sizden geçinirler..
Allah ile aldatırlar..
“Peygamber dedi ki” ile söze başlayıp kendi pisliklerine kılıf bulup sizi aldatılar..
Oysa…
Kur-an’da bir çok ayet bu dincilere dikkat çeker ve peygamber en büyük mücadelesini bu dincilerle vermiştir.
Müşrikler şirk ehli, dinciler.
Dinden kazanç sağlayanlar.
Ayetleri satanlar.!
Fahişeler.!
Gereğinden fazla fiyat ve karla mal satımına fahiş fiyat deniyorsa ki öyle, bu eylemi yapanada fahişe denir.
Değil mi.?
Yani fahişe sadece bedenini satana değil, haksız kazanç elde edene de denir..
Fahişe yalnız fuhuş edene değil, fuhuşu organize edene de denir…
Kim ki, Kur-an ayetlerini satıyor ve O kitabı kazanç kapısı haline getirip putlaştırıyorsa, makam elde ediyorsa, statü elde ediyorsa:
Bunu yapan cemaat ise organize pezevenk, grup ise, fuhşun organize dünyasını koruyan asker, bunu yapan birey ise dincidir…
Müslüman ise, bu organize pezevenklerle mücadele edene denir…
Ve gelinen finalde yine ne oldu biliyor musunuz.?
Cübbel Amet ile, rant bölüşme kavgasında Cübbel Amet’e “işinize bakın siz Call Centerlerde ümmeti yolun” diyen, Cübbel Amet’in de, “dinsiz tariksiz adam” dediği Uşşaki tarikatı lideri, bir sübyan ile ilişkisi gerekçesi ile içeri alındı.
Acaba iftiramı dedim, sabır ettim bekledim..
Ancak ses kayıtlarına da ulaşınca insanlığımdan utanıp “la havle” çektim..
Beşikteki bebeği bile iğfal etmek için dini tutamak yapan bu dincilerden Allah’a sığınırım.
Sevgili yetkili:
Tekke, zaviyeler ve kılık kıyafet kanunu ne zaman işleyecektiniz.
Daha kaç çocuk iğfal edilmeli..
Bunlar “din” diye diye dinimizi, çocuklarımızı, geleceğimizi iğfal ettiler.
Nerdesiniz…
Bunların nereden beslendiklerini göremiyor musunuz?
İstihbarat raporları masanıza gelmiyor mu?
Sevgili dostlarım:
Malum yardımla yatak odamıza giren, çocuklarımızın geleceğini çalıp, papağan yetiştiren ecnebi akıl ve onun eğitimci yandaşları, ya çocuklarımızı aptallaştırıyor, ya kendi adamlarına din adına, cinsel, fiziksel, ruhsal şiddet uyguluyor.
Tüm bu zulümlüden kurtulup başarılı olanlar olursa, kendi ülkesine çağırıp bize alkışlatıyor..
Bizde Amerika’da bile Türk bilim insanımız var diye övünüyoruz…
Başarılı olupta Amerika’ya gitmeyenler ise “intihar” ediyor değil mi.?
Para ile, makam ile, din ile hayata tutunan bu zavallılar aynen bu eğitim anlayışı ile karşımıza çıkıyor..
Ne zaman düşüneceğiz…
Ne zaman.?
Doğru yolda olana selam olsun.!