KISA GEZİ NOTU.
Mardin Kızıltepe’de değerli arkadaşların jandarma haftasını kutladıktan sonra seyahat halindeyken aracıma bir parça lazım oldu.
Parçacı buldum ve içeri girip ihtiyaç duyduğum parçayı istedim.
Konuşulan dil Arapça, satılan parça İspanyol olunca millilik hastalığımdan mütevellit diğer binlerce parçanında üretim yerine ve menşeine baktım.
Bir adet bile Türk üretimi parça göremedim.
Hepsi ithal.
Sonra düşündüm.
Benzinden sigaraya, yedek parçadan gıdaya her şeyin ecnebi olduğu konuşulan dilin Arapça olduğu ülkemde doları 17 lirada tutan hükümeti takdir ettim.
Sonra kendime dedim ki en kısa zamanda dolar otuz lira olmalı…
Umarım bu sefer yanılırım.
YASAK ELMA!
Sizi vicdanen rahatsız eden her şey, yasak elmanızdır.
Tabiatı, hayvanları, insanları kendinize köle yapıyor ve gücünüz kadar eziyor, haklarına tecavüz edip hala ölmüyorsanız, din gününün sahibi sizden ümidi kesmiştir.
Allah’ın size gösterdiği sabır ise; size sizi göstermek içindir…
Ve vicdansız şeytani zekanızla siz:
Artık bu vicdanlızlığınızı “din” ile kapatmaya çalışmak zorundasınız ve vicdan insanın aslı, din ise etiket tercihidir.
Aslını yani vicdanını bozanı kurtaran dini, “Allah gönderdi” derseniz, Allah adına yalan konuşuyor, şeytanla ortak çalışıyor, su gibi içine girdiğiniz kabın şeklini alıyor, riyakârlık yapıyor, insanları kandırıyorsunuz demektir.
Vicdanını altı yaşında ki Vijdan’a tecavüz ettiren insanın, dininin islam olmasında Allah’ın söylenmiş sözlerini göremezseniz, sürekli din ile tecavüze uğrar, aptallığınızı kadere bağlar, mülkün sahibi Allah’a suç isnad edersiniz.
Okumayan ve düşünmeyen beyinler için toprağın altı üstünden daha makbuldür.
DİNCİ VE DİNDAR.
Dinci kimdir.?
Allah ile korkutan ama Allah’tan korkmayandır.
Dindar kimdir?
Allah ile korkutmayan ama Allah’tan korkandır.
DÜZELTME.
Geçen hafta ulusal Önce Vatan gazetemizde ve yerel Savaş gazetemizle internet gazetelerimiz, fatihhaber, giresunısık, ilkhavadis, duraktürk, bulancakajans gibi makale yazdığım gazetelerimizde kelime eksikliğiyle:
“Bildiğimiz kadarıyla Rahmetli Sultan Abdülhamid dünyanın en çalkantılı zamanında otuz yılı aşkın iktidarda kalıp ecnebiye bir karış toprak vermeden imparatorluğu ayakta tuttu ve denge siyasetiyle var oldu.
Ardından rahmetli Atatürk çiçeği burnunda Türkiye’yi kısa vadede dünyanın en itibarlı ülkesi haline getirdi.
Bir ucu dışarda olan mason çetelerinin kurumlarını kapattı.” diye yazdığım yazıyı…
“Bildiğimiz kadarıyla Rahmetli Sultan Abdülhamid dünyanın en çalkantılı zamanında otuz yılı aşkın iktidarda kalıp ecnebiye ÜCRETİYLE FİLİSTİN’DE bir karış toprak vermeden imparatorluğu ayakta tuttu ve denge siyasetiyle var oldu.
Ardından rahmetli Atatürk çiçeği burnunda Türkiye’yi kısa vadede dünyanın en itibarlı ülkesi haline getirdi.
Bir ucu dışarda olan mason çetelerinin kurumlarını kapattı.”
Olarak düzeltilmiştir.
Uyaran ve okuyan dostlarıma teşekkürü borç biliyorum.
Doğru yolda olana selam olsun.!