LUTCULUK NEDENLERİ.!
Mahallesinin kahvesine uğrayıp kendine çay söyledikten sonra, kumarcıların yaz-boz dediği kağıdı eline alan bir fani, şunları karaladı.!
Bülent Er-Soy.!
Er: erkek, rütbesiz asker.
Dilimizde, erkini ispat etmiş, sorumluluk alacak, kendini, ailesini, çevresini, devletini koruyacak kişi.
Soy isme bak.!
Kim Bülent Ersoy,.?
Oranın zirvesi.
Devletin zirvesi ile görüşecek, davetlerde protokoldeki yerini alacak kadar zirve isim.
Bakınız efendiler;
Bülent efendiye gelince hoşgörü olan tavrınız, diğerlerine gelince Lutculuk oluyorsa adalet anlayışınızı yoklayın.!
Adaletin olmadığı topraklarda da, her şeyi bekleyin.!
Ancak adaletten şaşan toplumda her pisliği bekleyin.
Siz bilir misiniz.?
Sırtında mücevher dolu çuvalla evine gelen, yemeklerin tadını tekrar almak için boğazlarına kuş tüyü sokup kusan ve tekrar yemek yiyen insanların buna rağmen sokakta açlıktan ölenlerin olduğu toplumun yansımanın homoseksüellik olduğunu.?
Lut (as) bu sebeple yalnız kaldığını.
Toplumun bir kısmı çaresiz iken diğer kısmı şatafat içinde yaşarsa, bir kısmı borç yüzünden intihar eder, bir kısmı dünyevi süflilik adına ücreti karşılığı ya kendini tatmin ettirir, ya da dünyanın öbür ucuna cinsel güç için canlı maymun beyni yemeye gider..
Kur-an aklı ise buna haddi aşmak der..
Haddi aşan toplum ise, felaketi beklesin.!
Önce adalet.!
Bülent’e gösterdiğiniz saygıyı o insanlarda hak ediyor…
Şimdi içinizden geçenleri de biliyorum.
Yeni tayin olmuş bir hukukçu kardeşimizden ayrılırken “var mı söyleyeceğiniz” demişti ve O’na dönüp, “Adaleti baskıya da, merhamete de teslim etme” demiştim..
Gecenin en siyahında beynime şimşek gibi çakan bu fikir belki de uyanışım oldu.
Bülent efendiyi, devletin zirvesi ağırlıyorsa, karşılıyorsa, kimse örnek alana öfkelenmesin..
Asla hedef şaşırtmayın…
Algı ile aklımızla alay etmeyin…
Anladınız.
Ha bu arada mesele Ersoyların Bülent falan değil…
Siz bu millete yıllarca sesi erkek görseli kadın, bir insanı “diva” diye yutturun.
Örnek gösterin..
Sunucular zat-ı şahaneleri ile konuşurken, Ruhi Bey edası ile önlerinde eğilsinler.!
Bir duble rakıyı bir dikişte içip, Allahu Ekber diye bardağı yere atmak mahareti ile kırsın.
Ses çıkarmayın..
Hürmet edin.!
Tüm gençlik örnek alsın.
Televizyon ekranlarında O’nu gören çocuk, “anne bu kim” diye sorunca cevap alınmasın…
Kerimcanlar türesin.!
Vallahi kimsenin özel hayatı umrumda değil, yatak odasına karışmayan, ölçüleri koymuş bir Allah’a iman ediyorum.
Ancak bu yaşananlar özel değil kamunun konusu oldu..
Bu LGBT’leri biz çıkardık…
Doğuştan gelen iç güdü falan diyorlar, tıp konusu bilmiyorum.
Kimileri için geçerlidir, bilmiyorum.
Ve o insanlara da saygı duyuyorum..
Ama bildiğim bir hakikat var ki:
Özenti ile bu yolu seçenlerin sayısı hiçte az değil.
Özenti ile bu duruma tevessül edenleri ise:
Hiç kimse kusura bakmasın biz yarattık…
Ancak şu gerçeği söylemeden de geçemeyeceğim..
Tüm LGBT’lerin hayata karşı eksileri, bir kamu malı aşıran dan daha çukur değildir.
Neslin ifsadının ilk basamağı adaletten ayrılma, ikinci ise, doğru ilişkiyi bırakıp haddi aşmak yani oğlancılıktır…
Doğru yolda olana selam olsun.!