VERGİDEN KAÇINMA TANRISI..
Fındık tek çeşit değil,
Elma tek çeşit değil,
Fıstık tek çeşit değil,
Ayva, nar hatta bahar bile…
Her meyve türünden onlarca çeşit yaratan, her sabah gökyüzünü farklı renklere boyayan, yazın güneşi, baharda yağmuru ve renkleri, son baharda ise, ilk baharın renklerinin de renklerini gösteren ve hatta öldüren, kışın ise, evreni tek renge boyayan Allah’ın insandan tek isteği: bunların farkına varın, beni bilin, tanıyın ve adaletli olun…
Yazın yanan olursa su verin. Suyunuzu susuz olanla paylaşın. Kışın donan olursa sıcak yuva verin, sıcak yuvanızı yuvasız olanla paylaşın..
Fakire miskine bakıp “Allah versin demeyin ”Ey aciz, bilgisiz ve zavallı insan, Allah zaten verdi de biz evrende adil olamadık.
İmtihanımız bu. Bu imtihanı kazanırsak, Allah’a: İbadetimiz de bu, deriz.. Aksi halde Allah diyor ki: İbadetlerinizi suratınıza çarparım…. Nerden çıkardın Ferda diyen olursa, kaynak kitap Kur-an.
İlk söylediğimde arkadaşlarımdan bile tepki almıştım ama söylemeye devam ettim, yine söylüyorum.. Sofranızda ki iki kap yemek bire düşmüşse, bunun nedeni Allah değil, insandır.. Ve insanlığa yokluğa şükrü öğreten tüm öğretiler, Allah adına konuşulan yalanlardır…
Eğer kimse vergi kaçırmazsa ve yani VERGİDEN KAÇINMAZSA, o diyarda fakir olmaz. Aç ve arkasız kimse olmaz. O diyarda fakire yardım adı altında vakıflarda olmaz.. Tüm bunlara gerek bile duyulmaz.. Vakıflar dernekler olağanüstü tabiat olaylarında insana, doğaya, canlıya yardım için kurulur… Domuz kanı ile beslenen acizlerin iddia ettiği gibi vergiden kaçınmak diye bir şey olmaz olamaz…
Vergiden kaçınmak mı? Her şey inançtır…
Sual: Hile-i şeriyye ne demektir? CEVAP Yüce yaratıcıyı kandırmak için çare aramaktır. ”Zina edene yüz değnek vurun” emrini uygulamak için, 100 değneği birbirine bağlayıp zina edene bir kere vurmak gibi.. Böyle yapmakla hüküm yerine getirilmiş olur. Sende hükme karşı gelmemiş olursun.
Bundan Allah razı olur mu? Elbette vicdan sahiplerinin ve Muhammedi vicdanın ALLAH’ı razı olmaz ama sen Allah’tan daha çok şeyhine iman edersen, vicdani rahatsızlığın olmaz. Çünkü ritülerin din olmuştur. Ritüelleri yöneten bir din adamı mutlaka olmalıdır. Her ibadethanede bir ritüel yöneticisi mutlaka vardır. Ancak islam bundan münezzehtir.
Eğer inandığınız din böyle bir din ise, adının islam olması bir şeyi değiştirmez.
Zina edersiniz, geçici nikah yapılır çare bulunur. Olur da nikaha zaman olmadı ise, 100 değnek hükmünü zaten anlattım. Kolaylık diz boyu…
Faiz yersiniz ”bu laik, bu kafir kafir devletten faiz almak helaldir” derler çare bulunur. Ee hayatınız boyunca ne yaparsanız yapın, bir ziyaretinizle sizi affeden bir umre tanrısı da bulup dua isterseniz, değmeyin keyfinize….
Şimdi sen, sen ol da: Vicdanın zaten yok, birde dinin böyle bir dinse gel de vergiden kaçınma. Gel de ihaleye fesat karıştırma. Gel de Allah’ın emrine uy. Allah’ı hile ile kandırabiliyon ama amirin uyanıksa b.ku yedin.. Değer mi risk almaya….
Makalenin girişinde anlatmaya çalıştığım Allah, tüm bu ritüelleri yıkmak için Muhammed (as) ile islamı gönderdi ama islam da cumartesi balık tutmayın hükmünü yıkmak için cumadan balıkları göle hapseden yahudilik inancına şefaat okuttu değil mi.? Neyse niyet ettim vergiden kaçınma tanrısına ibadeti me….
Kur-an ifadesi ile, O’nlara yazıklar olsun.
Doğru yolda olana selam olsun.!
Soru: Din adına müslümanlara idrar içiren Cübbeli Ahmet ile, bilim adına kendi b.kunu yemeyi öneren atesit Celal Şengör, sizce bu ülkede ekranlarda neden parlatılır…?