YENİ DÜNYA DÜZENCİSİ:
Siz şimdi, altı yaşında bir çocuğa globalizm falan dedirtip, global dünyaya geçmek, yaşlı nüfusu öldürmek, laboratuvarda ürettiğiniz virüsü meşru göstermek için, yaşadığımız bu zulmü, dinci deyyuslara da ”Allah’ın gazabı” dedirtiyorsunuz ama hesap etmediğiniz bir şey var..
Bekleyin söylicem..!
Biz de masum değildik.!
Doğru…
Yoksa o Allah, sizi başımıza bela etmezdi.!
Doğru…
Siz kendi planlarınızı yapıyorsunuz.!
Doğru…
Şeytani zekanızla insanlığı çiplemek, robotlaştırmak, hülâsâ tamamen köle etmek istiyorsunuz.
Doğru..
İyi de o işler öyle olmuyor..
”Almanya’da falanca önemli kişi virüs kaptı” , İngiltere’de şu önemli adam virüs kaptı” şurada şu kadar insan öldü, ”Amerika’da asker sokaklara indi” diye kendi atadığınız devlet başkanları üzerinden algı ile bizi köle etme derdindesiniz…
Farkındayız…
İnsanlar ölüyor mu.?
Evet.!
İş başarılı mı.?
Şimdilik evet.!
Sizi anlıyorum.
Medya sizin, güç sizin, belki de çoğu devlet idaresi de sizin…
ŞEYTANIN ASKERLERİ:
Hemde bu cevabı size, gazetelerimiz sizin kurduğunuz sistem, net ağı ve facebook üzerinden veriyoruz…
Kur-an der ki:
“Doğruları kabul etmeyen inkarcılar senin mücadeleni durdurmak yahut seni öldürmek veyahut da seni yurdundan çıkarmak için planlar hazırlıyorlardı.
Onlar plan hazırladı, Allah da plan hazırladı.
Allah plan hazırlayanların en hayırlısıdır.”
Nasıl besmele görünce şaşırdın…..
Elimizde bu kitap olduğu sürece alayınız bir virüs etmezsiniz.!
Bakma bizimkiler biraz geç anlar.
Ama bu kitap anlaşılırsa ki anlaşılacak, size sonsuz azap başlıcak…
Arkadaşlar:
Hep bu yüzden köylerde eğitim-üretim ve yerli tohum dedik.
Biz bunu söylerken bazı zavallılar bizi hükumet düşmanı sandı.
Ama asla biz, seçilmiş meşru hükumete düşman olmadık.
Gerekte yoktu zaten buna..
Dostlarım:
Evlerimizden çıkmayalım bağışıklığımızı güçlendirelim.
Depreme de hazır olalım…
Ne olur ne olmaz…
Artık bu şeytanlardan her bela beklenir…
Devletimize güvenelim…
Aklımızı kullanalım.
Ben dahil kimseye güvenmeyelim ve her sözü vicdan ve akıl süzgecinden geçirelim..
Ve yaratan rabbimiz adı ile okuyalım.
Yaratan rabbimiz adı ile okuyalım da, ne okursak okuyalım…
EFENDİLER:
KÖYLERDE CAMİLERİ, OKUL, HASTANE, MESCİD YAPIP MİLLİ SEFERBERLİK BAŞLATALIM. demiştim.
Maliyeti de yoktu bunun…
“Öğretmen yok” diyorsanız, gece sokaklarda bekçi olarak gezen pırıl pırıl çocuklar demiştim.
Demiştim demekten nefret ederek, tekrar diyorum. Zira gelecek nesillere ölürsek ders olsun.
Gördüğüm hakikat o ki:
Bu savaş Amerika’nın bile özgürlük savaşı..
Bu savaş insanlığın özgürlük savaşı..
Ya öleceğiz,
Ya olacağız…
Ama asla teslim olmayacağız…
Allah’ım tek sığınağımız sensin.
Çünkü sen tuzak kuranların en hayırlısısın.
Çünkü sen, zalime zulm etme diye engel olup yardım edensin.!
Acilen bir Kriz Bakanlığı kuralım..
İçinde ekonomiden ziraate ehliyetli insanlar olsun.
“Bizim partili” olmasın, liyakat ehli olsun.
Ekonomik olarak esnafın borçlarını erteleyelim.
Gerekirse bu süreçte tüm bankaları kamu adına çalıştıralım.
Gerekte kalmaz, O’nlar borcu ertelerler.
Hükumetten gelecek emri bekliyorlar.
20 ile 30 yaş arası gençlerden müteşekkil bir nüfus, her ilde, ilçede, köyde üretime başlasın..
Biberden pirince, hayvancılıktan tarıma acilen üretim başlasın..
Şansımız önümüz yaz.
Kışa depoları dolduralım.
Ancak özel ricamdır, bu süreçte tohumu dışarıdan almayalım.
Bu mücadele ne kadar sürer belli değil.
Erken biterse de ürettiklerimizi komşulara dağıtırız…
Ziraat mühendisleri ve köylülerde işe başlayalım ama evinde kapattığımız yaşlı amcalarımızdan da başlarına insanlar verelim, zira tarımı iyi bilen sadece onlar kaldı.
Eskiler ”hazıra dağ taş dayanmaz” demişler, stoklara güvenip yola çıkılmaz.
Hadi bismillah.!
Hiç bir şey olmazsa tatbikat yaparız.
Doğru yolda olana selam olsun.!
Dipçe: Kur-an insanlığa firavunu hikaye olsun diye anlatmadı.
Biz mücadele edelimde firavunların ocaklarından bir Musa çıkar..
Zaten müslümanın asıl kavgası, firavun düzenini yıkmak değil mi.?
Ey Allah’ım sen ne yücesin.!
…